Giriş Yap

LexiQamus hesabı oluştur


Lexicon Dijitalleştirme Projesi

Lexicon Dijitalleştirme Projesi

Bundan yaklaşık 10 sene evvel, Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümünde yüksek lisans öğrencisiyken, herkes gibi ben de James Redhouse’un Lexicon’unu çalışmalarımda sık sık kullanıyordum. Ancak kitap çok hacimli ve ağır olduğu için yanımızda taşımak kolay olmuyordu. Araştırdığımda PDFinin internette olmadığını gördüm. Kitabı taradıktan sonra elektronik kopyayı PDF formatında çeşitli email gruplarında paylaştım. Böylece Osmanlıca – İngilizce Lexicon, bildiğimiz kadarıyla ilk defa, 6 Mart 2010 tarihinden sonra, imaj formatında da olsa elektronik ortama taşınmış oldu.

Ancak bunun yeterli olmadığını, eserin bütünüyle dijitize edilmesi gerektiğini biliyordum. Bu sebeple, LexiQamus’un yayına girdiği tarih olan 7 Haziran 2016’dan bir sene önce, 2015 yılının Haziran ayında Lexicon’un içinde geçen sadece Osmanlıca kelimeleri klavye ile girerek fiilen projeye başlamış olduk. LexiQamus yayına girdikten bir yıl sonra ise, 2017’nin yazında, sözlüğün tamamının dijitizasyonu için harekete geçtik. Kitle kaynaklı çalışma yöntemi ile, pek çok kişinin katkıda bulunduğu bir proje neticesinde ürünü ortaya çıkarmak istiyordum ama bunu nasıl yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yöntem kritikti, çünkü bu çaptaki projeler tek kişi tarafından yürütüldüğü zaman hem çok uzun zaman alıyordu, hem de özel olarak tasarlanmış bir programla kısıtlamalar getirilemediği için, bir daha düzeltilmesi asla mümkün olmayan birçok hatalara sebebiyet veriyordu. Bu tür mahzurlardan kaçınmak için masaüstü yahut bir web uygulamasına ihtiyacımız vardı.

Bu noktada, şu an Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda veritabanı mimarisinden sorumlu kıdemli uzman olarak çalışan, çok değerli büyüğüm, bilgisayar mühendisi, Orhan Aykut’un paha biçilemeyecek katkılarından bahsetmeliyim. Kendisine projemden bahsettim ve nasıl gerçekleştirilebileceği ile ilgili fikrini sordum. Bunun üzerine, bu programı yazabileceğini söyledi. Kafamdaki fikrin detaylarını anlattım ve yola koyulduk. Süreç boyunca uzun istişarelerde bulunarak, LQ-Edit adını verdiğimiz programı geliştirdik ve yaklaşık bir buçuk yıl içinde hem programın yazılımını hem de sözlüğün dijitizasyonunu tamamladık. Doğrusu çok kısa süreceğini düşünüyorduk ama yolculuk sırasında hiç hesap etmediğimiz bazen metinle, bazen yazılımla ilgili türlü türlü engellerle karşılaştık. Epey yorulsak da süreç içinde hepsini bir bir aşmak mümkün oldu.

Yöntem ve Aşamalar

Öncelikle, biz bu dijitizasyon projesinde 1890 yılında İstanbulda basılan, aşağıda künye sayfasını gördüğünüz, nüshayı esas aldık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eser, 2224 sayfadan müteşekkil ve her sayfa 2 sütundan oluşuyor. İlk olarak bütün sayfaları sütunlarına böldük ve 4448 adet imaj elde ettik. Bu sütunların arasındaki ayırıcı çizgi ve sayfa numarası gibi metne dahil olmayan bütün öğeleri görsel düzenleme programları ile kaldırdık.

              

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sonrasında bu sütunları OCR (Optik Karakter Tanıma Sistemi) ile düzenlenebilir metne çevirdik, ancak aşağıdaki örnekte görüldüğü üzere çıkan ürünlerde çok fazla hata vardı. Ayrıca Osmanlı harfli kelimeleri ayırmak mümkün olmadığı için onlar da okunmuş ve herhangi bir anlamı olmayan birçok karakter yan yana gelmişti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dolayısıyla, veri girişi yapan ekip üyelerinden bu metni düzeltmeleri ve düzenlemelerini istememiz gerekiyordu.

Bunun üzerin elimizdeki imajları her biri beşer sayfa, onar sütun olacak şekilde 445 sete böldük.

Projeye katılmak isteyen kişiler, bizim onayımız sonrası, kullanıcı adı ve şifreleri ile bilgisayarlarına indirdikleri programa giriş yapıyorlar ve bir set alıyorlardı. Set üzerinde istenilen değişiklikleri yaptıktan sonra seti teslim ediyorlar, böylece yeni bir set daha almaya hak kazanıyorlardı. Ayrıca biz teslim edilen setleri kontrol ediyor ve hatalar varsa teslim eden kişiye iade ediyorduk. Düzeltilip yeniden teslim edildikten ve onaylandıktan sonra yeni set alarak veri girişi yapmaya devam edebiliyorlardı.

13 Ekim 2017 ile 8 Aralık 2018 tarihi arasında, 14 aylık süre zarfında bütün setler 5 sefer dağıtılıp toplandıktan sonra dijitizasyon sona erdi.

Dijitizasyonun Adımları

1) Osmanlıca kelimelerin klavye ile girilmesi

Hem değişik alfabeleri aynı anda kullanmanın sebep olacağı hataları minimize etmek için, hem de Osmanlı harflerini klavye ile seri bir biçimde yazacak kişi çok az olması sebebiyle, Lexicon içindeki Osmanlıca kelime girişini tek bir iş olarak planlandı. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, 2015 yılının Haziran ayından Ağustos ayına kadar, bir Excel dokümanının her satırına, sözlüğün her bir sayfasında geçen Osmanlıca kelimeler, orijinaldeki sıra muhafaza edilerek klavye ile girildi.

2) İmajdaki Osmanlıca kelimeleri seçmek

Bu adımda proje ekip üyelerinden ekranın sağ tarafında bulunan orijinal sözlük sayfasındaki Osmanlıca kelimelerin tamamını fare yardımıyla seçip, dikdörtgen içine almaları istendi.

Kelimeler şu şekilde renklendirildi.

 

 

 

 

 

 

Bölgelerin seçilmesi işlemine âzami dikkat gösterildi. İlgili kelimeye ait olmayan bütün her şey dışarıda bırakıldı, kelimeye ait olan bütün pikseller ise dikdörtgene dahil edildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Osmanlıca kelimelerin bazen önünde bazen sonunda görülen tire karakterleri de, seçime dahil edildi. Zira çalışmamız sırasında yazar James Redhouse’un bu karakterleri çoğunlukla madde başı yerine kullandığını tesbit ettik.

 

 

 

 

 

Ancak birkaç farklı durumu mukayese ettikten sonra, çift tire olduğu vakit, bu tirelerin bir önceki alt maddenin ilk iki kelimesi yerine kullanıldığını tesbit ettik.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir diğer sorun da metin içinde karşılaştığımız  اharfi veاو  hecesi idi. Çalışma sırasında ilkinin ایتمك, ikincisinin ise اولمق kelimelerinin yerine kullanıldığını tesbit ettik.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Girişler yapılırken, bu karakterleri içeren kelime öbeklerinin arandığında bulunabilmesi için, bu karakterler yerine Osmanlıca kelimeler yazıldı.

 

 

 

 

 

 

 

Bu şekilde bütün bölgeler seçildikten sonra şöyle bir görüntü ortaya çıktı:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3) Metnin düzeltilmesi ve düzenlenmesi

Katılımcılar bu adımda şu işlemleri yaptılar.

a) İngilizce metindeki OCR hatalarının düzeltilmesi,

b) Her bir maddenin başına madde başı seperatörünün konulması,

c) Osmanlıca kelimelerin yerine Osmanlıca seperatörünün konulması,

d) Fonetik telaffuzların yerine okunuş seperatörü konulması,

e) Yunanca, İbranice gibi diğer dillerdeki kelimelerin yerine ilgili seperatörün konulması,

f) Numaralandırılmış anlamların her biri için satır başı yapılması,

g) Alt maddelerden sonra = karakterinin ilave edilmesi.

i) Örnek madde: nedamet.

ii) Örnek alt madde: nedamet çekmek.

 

 

 

 

 

Son iki maddede format olarak kasten orijinalden farklı bir yöntem tercih edildi. Zira bu nüsha asıl metnin elektronik bir kopyası olduğu için yer darlığı gibi bir problem yoktu. Dolayısıyla metnin kolay okunabilmesi için, anlam bütünlüğünü bozmamak kaydıyla, tanım olabildiğince küçük parçalara bölündü ve sık sık satır başları yapıldı. Bu düşünce ile, künyeler, tanım içindeki numaralandırılmış her bir anlam ve bütün alt maddeler için, orijinalde olmasa bile satır başı yapıldı.

4) Okunuşların girişi

Bu adımda, sözlükteki fonetik okunuşlar girildi. Orijinaldeki bazı karakterler mevcut klavyelerde olmadığı için, harflerin üzerindeki rakam ve çizgiler hemen sağ yanlarına girildi.

Her bir karakter için kullanılan karşılıklar şöyle:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Giriş sırasında hata olmaması için ilgili okunuş ve giriş yapılan alan alt alta getirildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ayrıca okunuşta geçmesi mümkün olan karakter seti tesbit edildi ve bunun dışındaki karakterlerin girişi algoritmik olarak engellendi.

5) Diğer dillerdeki kelimelerin girişi

Metin içinde bir de, toplam adetleri 692 olan, çoğunlukla Yunanca, bazen de İbranice, Rusça, Ermenice ve Süryanice kelimelere rastladık. Bu kelimeleri de orijinal imaj üzerinde seçtik. Daha sonra müstakil olarak program vasıtasıyla girişleri yaptık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6) Kelime, bölge ve seperatörlerin eşlenmesi

Üyeler, bu adımda, her bir kelimenin doğru bölge ile eşleştiğini ve metin içinde doğru yerde olduğunu teyid ettiler. Hata gördükleri takdirde bunları düzelttiler.

Ayrıca, okunuşların ve daha önceden girilen diğer dillerdeki kelimelerin de metin içinde olmaları gereken yerde olup olmadıklarını kontrol ettiler, değilse gerekli değişiklikleri yaptılar. Bu kelimelerde hata varsa düzeltme yapmak yerine bize bildirdiler. Standardizasyonun bozulmaması adına düzeltmeler tarafımızca yapıldı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

7) Yazım Denetim: Osmanlıca kelimelerin tek tek kontrolü

Kelimeler ve bölgeler eşitlendikten sonra üst panelde aktifleşen YazımDenetim butonu ile her bir Osmanlıca kelime yahut kelime öbeğinin doğru yazılıp yazılmadığı manuel kontrol edildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hatanın kesin olarak tesbit edilebilmesi için orijinal imaj ve düzenlenebilir metin olabildiğince büyütüldü ve kontrolün harf harf yapılması istendi. Gözün en sağdaki harften başlamak üzere şu şekilde hareket ettirilmesi beklendi:

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu kontrol sırasında her bir kelimeye yeteri kadar vaktin ayrıldığına emin olmak için, her bir harf için yarım saniye beklenilmesini şart koştuk ve program vasıtasıyla, yeteri kadar beklenilmeden bir sonraki kelimeye geçilmesini engelledik. Kelimenin uzunluğuyla orantılı olarak, kısa kelimeler için az, uzun kelimeler için çok süre ayrıldı.

Hata ya da yazılış farklılığı görüldüğü takdirde, üyeler, soldaki listede ilgili kelimenin yanındaki menüdeki şu üç seçenekten birisini seçtiler.

1) Yanlış Yazılmış

2) Orijinaldeki Hata Düzeltilmiş

3) Karışık Durum

Bu yöntemle Osmanlıca yazım denetimi tamamlanınca biz gerekli işlemleri yaptık. Yanlış yazıldıysa düzelttik. Karışık durum ise inceleyip, ihtiyaç gördüysek uzmanlarla istişare ettikten sonra, nasıl yazılması gerektiğine karar verdik, ve düzeltmeyi o şekilde yaptık. Orijinaldeki hata düzeltildi ise, müdahale etmedik ama bu etiketi muhafaza ettik.

Ara ara bu örnekteki durumlarla karşılaştık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Orijinalde ز harfinden sonraki diş belli belirsiz ve altında bir nokta gözüküyor. Burada özellikle kontekstten hareketle iki nokta konmasına karar verdik.

 

 

 

 

Bu vesile ile ifade edelim. Özellikle bu tip kelimelerin doğru yazılıp yazılmadığı ile ilgili kullanıcılarımızın görüş, öneri ve uyarılarına özel önem veriyoruz.

Yedinci aşama da tamamlanınca dijitizasyon projesinin sonuna gelmiş olduk.

İstatistikler

Bu bölümde eserden bazı önemli istatistiki bilgiler paylaşmak istiyoruz.

İlk olarak, kitabın girişinde, yazar 100 bin diye planlayıp, 93 bin maddelik bir sözlük yazdığını söylese de[1], eserde toplam 79 bin 491 madde geçiyor. Bunların 8 bin 385’i ise telaffuzları ve anlamları farklı olmakla birlikte aynı harflerle yazılıyorlar.

Ayrıca, sözlük içinde bazen birkaç maddeye tek bir tanım veriliyor. Bu şekilde ortak tanım verilen 3 bin 6 adet madde var.

Yazar, yine girişte belirttiği üzere, köken dillerini dört kategoride topluyor.[2] Türkçe, Arapça, Farsça ve Avrupa dilleri. Avrupa dillerini detaylandırmıyor. Kullandığı notasyon ve sözlükte geçen kelime miktarları şöyle:

Türkçe (T): 21,904 kelime.

Arapça (A): 46,050 kelime.

Farsça (P): 10.136 kelime.

Avrupa dilleri (F): 1.401 kelime.

Metinde geçen toplam alt madde sayısı 30 bin 572, benzersiz alt madde sayısı ise 28 bin 638. Yaptığımız bu çalışma birden fazla ana maddesi olan alt maddeleri tesbit etmemizi de sağladı. Mesela ‘eşref saat’ hem ‘eşref’ hem de ‘saat’ maddelerinin altında, ‘binbaşı’ kelimesi ise hem ‘bin’ hem de ‘baş’ maddelerinin altında zikrediliyor. İlginç olan şu ki, her seferinde Redhouse bu alt maddelere farklı mana veriyor. Buradan anlaşılıyor ki, müellifin elinde bütün bu maddeleri içeren bir liste yok, maddeleri yazdıkça ilgili alt maddeleri de tesbit edip mana veriyor. Aynı kelime yahut kelime öbeği için verilen farklı manaların tarihçiler, edebiyatçılar özellikle filologlar için ilginç olabileceğini düşünüyoruz.

Bir de ne madde ne de alt madde olan, müstakil bir tanımı olmayan, ancak tanım içinde geçen Osmanlıca kelimeler var. Mesela ‘میدانیە’ kelimesi ‘میدانی’ maddesinin altında müennes olarak geçiyor. Bu şekilde tanım verilmemiş sadece zikredilen kelimelerin toplam adedi 50 bin 422. Tanımı olmayan benzersiz Osmanlıca kelime adedi ise 35 bin 611.

Projeye Katkıda Bulunanlar & Teşekkür

Entegrasyon süreci ile beraber iki buçuk sene kadar bir zaman alan bu projeye birçok kişinin katkısı oldu. Yoğun istişare, ve yetkin kimselerin sürece aktif katılımı ortaya bu ürünün çıkmasını mümkün kıldı.

Başta, fikir daha nüve halindeyken, projeyi kendisiyle paylaştığımda beni yüreklendiren, dijitizasyon sırasında zorlandığımız kısımların çözümünde yardımcı olan, ilk tez danışmanım, değerli hocam, Prof. Dr. Edhem Eldem’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Kendisi bize aktif olarak destek olmaya hala devam ediyor. Ayrıca yine kendilerine anlatma fırsatı bulduğumda heyecanımı paylaşan, ve beni bu projeye devam etmem hususunda hararetle teşvik eden Mehmet Genç, Prof. Dr. Suraiya Faroqhi, Prof. Dr. Hatice Aynur, Prof. Dr. Engin Deniz Akarlı ve Prof. Dr. Mehmet İpşirli hocalarıma en derin saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Yazılım kısmında ise değerli büyüğüm Orhan Aykut’un yaptığı katkının değerini kelimelerle anlatmam mümkün değil. Kendisi, gecelerini gündüzlerine ilave ederek proje üzerinde çalıştı ve veri girişinin en sağlıklı şekilde olmasını sağladı. Hem programın yazılımını yaptı, hem de veritabanı mimarisini kurdu. Günün sonunda sorunsuz çalışan, birçok kişinin eli değdiği halde, tutarlı ve standart bir ürün çıkartmaya izin veren, çok kullanışlı ve orijinal bir kitle kaynaklı veri girişi programı yazdı. Program haricinde projenin geneli ile ilgili benimle paylaştığı kıymetli fikirleri için de kendisine minnettarım. Bu uzun yolculukta birlikte kaç engelle karşılaştık, kaç komplike problemi çözdük, doğrusu bilmiyorum. Kodlama kısmında, Boğaziçi Üniversitesinde kendisiyle aynı dönemde lisans okuduğumuz, şu an Seattle’da, Microsoft bünyesinde, program yöneticisi ve erişilebilirlik lideri olarak çalışan kadim dostum Hasan Özdemir’in verdiği tavsiyeler altın değerindeydi. En sıkıştığım anlarda bana bir çıkış yolu gösterdi. Sadece kodlama değil, projeyi nasıl yönetmem konusunda verdiği tavsiyeler her zaman isabetliydi. Proje yönetiminden, kullanıcı deneyimi ile ilgili kararlara, LQ-Edit programında yapılacak geliştirmelerden, sürecin genel yönetimine kadar birçok meselede destek veren, yine lisans yıllarından beri dostum olan, şu an TRT-World’de, ürün yöneticisi olarak çalışan Abdurrahman Açıkgöz’e de şükran borçluyum. Bu yolculuk sırasında karşılaştığımız karmaşık sorunların çözümünde sık sık telefon açıp fikrini sorduğum ilk kişi oldu. Kutuların dizaynından, butonların üzerine fareyle geldiğinizde beliren yazılara kadar, sitenin birçok yerinde onun izlerini görürsünüz. Endüstri mühendisliği müktesebatıyla, benim mükemmeliyetçi yönümü frenleyip, devamlı optimuma ve en verimliye sevk ettiği için kendisine minnettarım. Kritik tavsiyeleri olmasaydı proje muhtemelen hala sürüyor olacaktı.

Özellikle raporlama, istatistik çıkarma, ve kodlama ile ilgili problemlerle karşılaştığımız yerlerde Burak Şahinin zekice müdahaleleri ve ne kadar vakti sıkışık olsa da yardım etmekten geri durmaması unutulacak gibi değil. Hem bilgisayar mühendisliği, hem muhtelif akademik alanlardaki bilgi birikimiyle Dr. Harun Şencal, LexiQamus projesinin en başından, Durham’da doktora öğrencisi olduğumuz vakitlerden beri, düzenli olarak istişare ettiğim kişilerden biri oldu. Proje yönetimi ve yazılım ekibinin nasıl kurulacağı ile ilgili önemli tavsiyeler vermekle kalmadı, veritabanı mimarisinden, dijitizasyon aşamalarında yaşadığımız onca teknik soruna kadar birçok kritik konuda doğru kararlar almamızı sağladı. İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyesi ve Bilgi İşlemi Müdür, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kaplan hocamın engin yazılım bilgisi en sıkıştığımız dönemlerde, mesela sitenin siber saldırıya maruz kaldığı anlarda, imdadımıza yetişti ve yaptığı kritik dokunuşlar ve değerli önerileri sayesinde yola devam edebildik. Özellikle projenin ilk aşamalarında yaşadığımız zorluklarda Yusuf Akbulut’un ayağı yere basan özgün fikirleri takıldığımız yerlerde projenin tekrar harekete geçmesini sağladı. Yine LQ-Edit programı ile dijitizasyon sırasında her zaman danıştığım kimseler arasındaydı. Sık sık paylaştığı orijinal çözümler istişarenin ne kadar hayati olduğunu bana bir kere daha gösterdi.

Lexicon’un dijitizasyonundan çok önce, LexiQamus projesini sahaya daha ilk sürdüğümüz günlerden beri ne vakit kendisiyle konuşmak istesem bana vakit ayıran, bazen telefonla, bazen yüz yüze defalarca görüştüğümüz, böylece engin tecrübe ve bilgisinden istifade imkanı bulduğum, BİM A.Ş. CFO’su, Haluk Dortluoğluna bu vesile ile teşekkürü bir borç bilirim. Proje boyunca her anlamda destek verdi, sürekli cesaretlendirdi ve tecrübeli ve başarılı bir iş insanı olarak kendi deneyimlerini cömertçe paylaştı. Metin Karabaşoğlu ise en zor zamanlarımda her zaman yanımdaydı, desteğini her zaman arkamda hissettim. Şener Boztaş ile beraber proje üzerine müstakil bir televizyon programı yapmaları çalışmaya ne kadar önem verdiklerini gösteriyordu. İlhan Kartal, üst düzey yönetici ve elektronik ve haberleşme mühendisi olarak uzun yıllar çalıştığı telekomünikasyon sektöründeki tecrübelerini paylaşmaktan hiçbir zaman kaçınmadı. Tavsiye ve eleştirileri daima yeni, sarsıcı ama yapıcı idi. Osmanlı tarihine ve diline ilgisi ile temayüz eden, iş adamı İzzet Akyol, projeye en başından beri inandı ve değerli tavsiyelerini bizlerden esirgemedi. Ayrıca projeden daha fazla kişinin haberdar olması ve istifade etmesi için gösterdiği gayret dolayısıyla kendisine şükran borçluyum. Ramazan Saçmalı ve Osman Zeki Uğur ise yine süreç boyunca her zaman projenin destekçisi oldular. Durakladığımız yerlerde onlar sayesinde projeyi sürdürebildik. Bu sebeple kendilerine müteşekkirim. Deneysel ve dijital tarihçilik denince Türkiye’de akla gelen ilk isim olan Dr. Yunus Uğur ise uçuk fikirlerime her zaman değer verdi, teşvik etti ve projeye finansal destek arayışlarımızda aktif destek verdi ve bize yol gösterdi. Projenin başarısına olan inancı en önemli motivasyon kaynaklarımızdan oldu. Prof. Dr. Abdülhamit Kırmızı ve Doç. Dr. Berat Açıl, çalışmanın gidişatıyla ilgili anlattıklarımı her zaman ilgiyle dinlediler ve yapıcı eleştirilerde bulundular. Dr. Ayşe Başaran, ve Dr. Betül İpşirli Argıt hem kendi tarihçilik birikimleriyle birçok konuda bize yardımcı oldular, hem de değişik uzmanlık alanlarında bizi doğru kişilere yönlendirdiler.

Bilindiği üzere Lexicon’da maddeler Osmanlı harfleri ile yazılı iken, madde tanımları İngilizce olarak veriliyor. Baskı eski olduğu için şüpheye düştüğümüz bazı durumlarda, her zaman ilk adresim filolog dostum John Zacharias Christ oldu. Anadili İngilizce olduğu için bu dildeki bütün sorularımıza tatmin edici cevaplar verdi. Site ön yüzündeki metinlerden, butonların üzerindeki ifadelere kadar İngilizce ile ilgili bütün meselelerimizde Zack her zaman yanımızdaydı. Ayrıca modern Türkçe ve Osmanlı Türkçesi ile beraber Farsça ve Arapça’ya da aşina olması bütün bu dillerle aynı anda ilgili olan bu proje için büyük bir şans oldu. Veri girişi sırasında sorduğu soruların ve işaret ettiği problemlerin tamamı zekice idi ve gerçekten yeni bir karar almamızı gerektiriyordu. Farisî ve Arabî ە harflerinin ayrımı ve hangi durumlarda hangi harfin kullanılması gerektiği hususunda danıştığım, arşiv uzmanı, tarih ve dil mütehassısı Ebubekir Subaşı’ya bu çok önemli katkısından dolayı şükranlarımı sunarım. Zira bu karışıklık giderilmediği zaman, ya veritabanında mevcut olan binlerce kelime bulunamıyor, yahut detaylı filtreleme yapılamaması gibi büyük sorunlarla karşılaşıyorduk. Arapça harflerin, özellikle hemzenin özel durumları ile ilgili sonu gelmez sorularımın her birini, sabır gösterip, cevaplayan, şu an İbn Haldun Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan Mustafa Karapınar’a da bu vesile ile teşekkür ederim. Lexicon’daki Yunanca kelimelerin girişinde zorlandığımız her durumda, McGill Üniversitesi ve EHESS’de Tarih bölümünde doktorasını bitirmek üzere olan Yusuf Ziya Karabıçak’ın katkısı çok özel ve değerliydi. Bu vesile ile bir Ermenice kelimenin çözümünde yardımcı olan Şehir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mensubu, Dr. Fatih Uslu’ya da teşekkürü bir borç bilirim.

Değerli dostlarım Dr. Abdullah Taha Orhan, Dr. Hasan Umut ve UCD Tarih bölümünde doktora çalışmalarına devam eden kardeşim Muhammet Habib Saçmalı, İngilizce, Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi dillerindeki tetebbuat ve müktesebatlarıyla, özellikle linguistik meselelerde ilk danıştığım isimler oldular. Dr. Abdullah Taha Orhan, sorduğum sorulara en kısa zamanda en tatmin edici cevaplarla döndü. Uzmanı olmadığı alanlarda bile zekasıyla karmaşık sorunları çözdü. Muhammet Habib Saçmalı, üretici tarafta bulunduğumuz için farkında olmadığımız problemleri gösterdi ve düzeltmemizi sağladı. Sadece bir gözlemci olarak kullanmayıp LexiQamus’un faal bir kullanıcısı olduğu için görüş, öneri ve eleştirileri bizim için altın değerindeydi. Dr. Hasan Umut, çalışma alanımızla ilgili literatürde yeni çıkan akademik eserlerden sürekli haberdar ederek, projenin güncel kalmasını sağladı. Özellikle aktif katkıda bulunduğu dönemde projenin adımlarını bir çerçeveye oturtmak konusunda değerli dostum Ali Bengü’nün payının çok büyük olduğunu söylemeliyim. Sonuca yönelik, iyi tanımlanmış iş adımları oluşturarak, yazılım ekibinin verimini gözle görülür şekilde artırdı. Bu sebeple kendisine teşekkür ediyorum. Kadim dostum ve meslektaşım Dr. Abdullah Enes Tüzgen ise güçlü muhakemesiyle en karmaşık konularda, meselenin teknik detaylarına vakıf olmasa bile her zaman isabetli görüşlerini benimle paylaşarak, hem birçok hususta yanlış kararlardan bizi alıkoydu hem de muhtemel vakit kayıplarının önüne geçti. Hukukçu kimliğinin yanında en yeni teknoloji trendlerini takip eden ve beni alternatif çözüm yollarından haberdar eden, dolayısıyla pek çok kilidi açmamızı mümkün kılan Ömer Faruk Petek’e de teşekkürü bir borç bilirim. Kıymetli dostum İsmail Benli’ye ise, projenin genel gidişatından, sitenin daha kullanıcı-dostu bir ara yüze sahip olması için yapılması gereken değişikliklere kadar muhtelif konularda paylaştığı fikirler ve her anlamda verdiği destekler için şükran borçluyum.

Son olarak LQ-Edit programı üzerinden yapılan veri girişi kısmındaki katkılara değinmek istiyorum. Özellikle projenin üçüncü aşamasında moderatörlük görevini üstlenen ablam Ayşe Seyyide Adıgüzel çok titiz çalıştı. Teslim edilen setleri en ince detayına kadar inceledikten sonra, gerekli uyarıları yaparak ekip üyelerine iade etti. Bu süreçteki fedakarlıkları ve yoğun gayretleri, dikkatli çalışması nedeniyle kendisine minnettarım. Sözlük içindeki bütün Osmanlıca kelimelerin girişini yaparak, projenin startının verilmesinde önemli rol oynayan doktora adayı Ali Reza Hodaei’ye teşekkürü de bir borç bilirim. Önceden ilan ettiğimiz üzere, veri girişi yaparak projeye katkıda bulunan proje üyelerinin isimlerini, en fazla katkıda bulunan en yukarıda olacak şekilde sıraladık:

1. Mustafa Atalay

2. Hatice Tüfekçi

3. Seher Kocaibiş

4. Emre Gebece

5. Zeynep Kılıç

6. Sıdıka Düzen

7. Eren Aras Aydın

8. Betül Ayhan

9. Yasemin Satar

10. Murat Yücel

11. John Zacharias Crist

12. Zeynep Yılmaz

13. Mustafa Aksu

14. Emre Baysan

15. Hasan Demir

16. Onur Nizam

17. Rumeysa Ervan

18. Kadir Pürde

19. Şehnaz İyibaş

20. Şeyma Nur Demirci

21. Burcu Çoğalmış

22. Meryem İdiler

23. Numan Deniz

24. Osman Tozbey

Bu vesile ile metin düzeltme, düzenleme, tashih gibi her biri birbirinden meşakkatli olan bu ince ve zor işi başarı ile gerçekleştiren değerli proje ekip üyelerimize de teşekkür ederim.

Görüldüğü üzere, her ne kadar projeye birçok kimse katkıda bulunmuş olsa da, hatalar tarafıma aittir. Bir matbu kitaptan farklı olarak, değişiklik yapma imkanımız olduğu için, ikaz ettiğiniz takdirde hatalar hemen düzeltilecektir.

Bundan sonra ne olacak?

Lexicon’daki muhtemel hataları sizlerden gelen geri bildirimler ışığında düzenli bir şekilde kontrol ederek, devamlı azaltacağız. Yine elimizdeki programın bize sunduğu imkanları kullanarak orta vadede sıfır hata hedefine ulaşmayı planlıyoruz.

Önümüzdeki dönemde, on dokuz ve yirminci yüzyıllarda basılmış 250 civarında lügatı, bu projedeki akademik ciddiyeti koruyarak ve artırarak elektronik ortama aktarmaya ve araştırmacıların hizmetine sunmaya devam edeceğiz.

Dr. Ahmet Abdullah Saçmalı

Kurucu, LexiQamus

17 Şubat 2020

 

[1] “It was computed that the work would contain about 100,000 Turkish words of Turkish, Arabic, Persian, and European origin, in the Turkish character, with their pronunciation in European letters, their various significations, and as many usual compounds and phrases as could be collected. Four years sufficed for the preparation of the manuscript of about 93,000 words.” James Redhouse. 1890. A Turkish and English Lexicon. Constantinople: Printed for the American mission. p. xi.

[2] A.g.e.